BLOG

Obezite ve Biorezonans Terapileri

11/02/2019

Obezite (aşırı kilolu olmak), vücut kitle endeksinin çok yüksek olduğu bir durumdur. Bir kişinin BMI (body mass ındex)’ si 30’ a ulaştığında obez olarak kabul edilir. 25 ve 29.9 arasındaki endeks seviyeleri hala sağlıksız olarak kabul edilip fazla kilolu olarak tanımlanır.

Obez olmak, sadece vücudunuzda fazladan kilo olduğu anlamına gelmez. Bu durum birçok sağlık sorunları ile birlikte gelir. Bir kişi aşırı kilolu olduğunda veya daha da kötüsü obez olduğunda, yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etki yaratabilecek bir dizi sağlık sorunları yaşayabilir. Bu sağlık sorunlarından bazıları; hipertansiyon, yüksek seviyelerde kötü kolesterol (LDL kolesterol), diyabet, solunum problemleri ve hatta uyku problemleridir. Kroner kalp hastalığı, safra kesesi hastalığı, klinik depresyon ve vücut ağrısı da bu durumla ilişkili bulunmuştur.

Obezite Neden Olur?

Sağlıklı olmak boy uzunluğuna göre uygun kiloda olmak dengeli beslenme ile mümkün olabilir. Son zamanlarda genel kabul gören bir cümle var “beslenme yanlışsa ilacın yararı yok, beslenme doğruysa ilaca gerek yok”. Bu cümlede anlatılan doğru beslenme şekli genelde işlenmiş gıdalardan uzak durmak, tek yönlü beslenme yerine besin çeşidini artırarak her şeyden mümkün olduğunca kararında yemek olarak anlatılmak istenmektedir. Bu arada şeker ve karbonhidrat grubu besinlerin ağırlıklı olduğu bir beslenme alışkanlığı şişmanlığa yol açabileceğini unutmamamız gerekmektedir.

Obeziteye Karşı Ne Yapmalı?

Obezite veya aşırı kilolu olmak gerçek bir hastalık olarak kabul edilmese de, bazı yaşam tarzı değişiklikleri ile etkin bir şekilde tedavi edilebilecek bir durumdur. Fiziksel aktivite ve dengeli beslenme, bu durumların önde gelen nedenlerinden biri olmakla birlikte, bireyin günlük yaşamına bakarak beslenmesinin buna göre ayarlanması gerekir. Fiziksel aktivite ve dengeli beslenme ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilir ve hastanın sağlıklı bir şekilde kilo vermesi sağlanabilir. Bazı durumlar da ilaçlar aşırı kilo alımının bir sebebi olabilir. Kilo alımına neden olan hastalık var ise bu durumun bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Biorezonans Terapi ile Kilo Vermek Mümkün  

Kilo kaybı için biorezonans terapilerinin etkinliği konusunda binlerce başarı hikayesi paylaşılmıştır. Kilo verme söz konusu olduğunda, biorezonans terapisi hastalarda aşırı kilonun azaltılması için doğal bir iyileştirme yöntemi sunar. Bunu tercih eden hasta, referans olarak idrar kullanılarak danışana ait özel gıdalara ait bilgilerinin nabız yolu ile alınması için belli ölçüm işlemleri yapılır. Bu işlem sağlık çalışanının belirli hasta için en iyi tedavi planını belirlemesine izin verecektir. Tüm ön işlem prosedürünün tamamlanması yaklaşık 6 dakika sürer. Sonra bu belirlenen terapi gıdaya ait elektromanyetik frekansın vücuttan silme ve detoks (temizlenme) süreçlerini içeren 45 dakikalık bir uygulamadır.

Bu uygulama ile hem vücudun bu gıdaya karşı isteği azalmakta, hem bu gıdanın yarattığı birçok sağlık probleminde düzelme olmaktadır. Terapi sırasında genellikle yeme düzeni hakkında bilgi verilir ve bazı ürün gruplarının tüketimi sıfırlanırken diğer gıdalardan rahatlıkla beslenebilecekleri bilgisi verilir. Yapılan seansların hem kişilerin hamur işlerine düşkünlüğünü ve iştahı azalttığını hem de gluten intoleransının yarattığı problemlerin çözümünü sağlayarak metabolizmaya destek verdiğini söyleyebiliriz. Günümüzde bağırsaklarımızda yaşayan bakterilerin çok önemli olduğu hem bedenimizin fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı olmasında çok önemlerinin olduğu bu nedenle “bağırsaklarımız ikici beynimiz” dendiğini artık birçok yerden ve bilimsel çalışmalardan duymaktayız.

Bu uygulama ile bağırsaklarımızda bizim sağlığımız için üretim yapan bakterilerin gelişmesine fayda sağlamaktadır. Ayrıca belirtmekte fayda olacağını düşündüğümüz nokta, ilk seansın hemen ardından yediklerinizin çok çaba harcamadan azaldığını ve rezonans terapilerinin iştahınızı ve yeme ihtiyacınızı belirgin olarak azalttığını fark edeceksiniz. Yedikleriniz "otomatik" olarak azalacak. Ancak asıl etki 2. seansın ardındaki günlerde ve sonrasındaki haftalarda ortaya çıkacak. Terapilerin sonrasında artık ekmek, makarna, hamur işleri, tatlılar ya da çikolata gibi karbonhidratları aramadığınızı fark edeceksiniz. Bu gıdaları yediğinizde de az miktarının yeterli geldiğini ve kendinizi hiç zorlanmadan durdurabildiğinizi fark edeceksiniz. Bu bahsedilenler otomatik olarak gerçekleşecek. Yani bir diyet yapıyor hissi olmadan yediklerinizin kendi kendisine azaldığına şahit olacaksınız.

Sonuç

Vücuttaki aşırı kilo, bireyin yaşam kalitesini etkileyebilecek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Kalp rahatsızlıkları ve tip 2 diyabet dahil olmak üzere çeşitli hastalıklar da aşırı miktarda vücut kütlesine bağlanmıştır. Yaşam tarzı değişiklikleri genellikle ekstra kiloyu atmanın ilk adımıdır, ancak çoğu insan hayatlarını bu şekilde ayarlamakta zorlanır..

Rezonans terapilerinin metabolizma üzerindeki etkileri; bu konuda bilimsel bir çalışma olmasa da bu terapilerin, metabolizma hızını artırdığını, yani kilo verme hızını artırdığını her gün gözlemliyoruz. Bir başka gözlemimiz ise; bu terapiler sonrasında özellikle göbek-bel çevresindeki yağlanmanın azaldığı. Yani hem iştah kapanıyor hem de kişinin kilo vermesi kolaylaşıyor. Bir yandan da ödemin azaldığını ve vücudun şekle girmesinin hızlandığını görüyoruz. 

Diğer etkileri; bu terapileri alan hastalarımızın, ilk seanslardan bir iki hafta sonrasında, birbiriyle bağlantısız gibi görünen birçok sağlık problemlerinin azaldığına ya da ortadan kalktığına şahit oluyoruz. Şeker düşmelerinin azalması, migren ataklarının azalması, varsa menopoz şikâyetlerinin azalması ve uykuların düzelme eğilimine girmesi, sabah yorgunluklarının azalması; bu terapilerin sık karşılaştığımız diğer etkilerinden. Terapilerin ikinci haftasından itibaren kendinizi hafiflemiş hissettiğinizi, uykularınızın düzeldiğini, vücut ağrılarınızın azaldığını ve duygusal olarak sakinleştiğinizi göreceksiniz.

Rezonans terapileri iyi hissetirir…